2 gündür durmak bitmek bilmeyen bir yağmur var İstanbul'da tüm haftasonunu esir alan. Güzü geçip kışı hedef almış ama olmaz, güzün tadını çıkarmadan kış başlamaz. Hafif çiseleyen yağmurda uzun yürüyüşler yapmadan, branda altında sıkışıp çay içmeden kış gelmez.
E bu fırtınalı yağmurlu haftasonunu en güzeli evde özlenen battaniye film/dizi modunda geçirmek en tatlısı.
2 gündür sabah gözümü açtığım gibi geçiriyorum yağmurluğumu üstüme takıyorum kulaklığımı yürü Allah yürü. Yağmur pıt pıt vuruyor kulaklığa, sokakta fazla insan da yok. İstanbul'un en güzel hali.
Sonra eve gelip bir kahvaltı keyfi. ( Haftasonu detoks programında olduğum için pek keyif denemez ama neyse). Ardından oturup koltuğa çekip battaniyemi çaylı kahveli dizi keyfi. Kucağımda da guruldayan bir adet Gudik.
Fringe'i bitiridim. Koskoca bilimkurgu dizisi de evli mutlu çocuklu modunda bitti ya, 5 sezondur salgıladığım adrenaline yazıklar olsun. Yine de favori dizilerim arasında ilk 3te olur.
Bu aralar bende keyifler güzel. Yeniden kurmak hayatı böyle birşey galiba. Herşeyi yeniden yaşamak, heyecanlanmak.
Güzel güzel.