27 Mayıs 2010 Perşembe

happy birthday my little bro

17 yıl önce, küçücüktün sen daha.
Hiç ama hiç beklemediğim bir anda geldin girdin hayatıma, hiç sevmedim o zaman senin gelmeni, sevgime anneme babama ortak olmanı.
Tektim ben hep, sadece benimdi onlar.
Ama zaman geçip de büyüdükçe sen işte o zaman hayatıma ortak olmaya başladın ve anladım seni nasıl çok çok sevdiğimi.
İş
te ondan sonra hep yanımdaydın, bana hem kardeş hem de muhteşem bir arkadaş, sırdaş oldun.
Hayatta düşünmeden her şeyimi anlatabilirim diyebileceğim ve hiç hesapsız sonuna kadar güvenebileceğimsin sen.
Her ne kadar eşek kadar olmuş olsan da küçük kardeşimsin benim.
İyi ki doğdun.
Seni çok ama çok seviyorum.

Devamını Oku »

26 Mayıs 2010 Çarşamba

...Annem...

Kaç yaşında olursa olsun, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın annesi en zayıf, en savunmasız noktasıdır bir insanın; bunu bugün bir kez daha öylesine net bir şekilde anladım ki... hayatımda en çok tartıştığım en kolay suçladığım insandır annem, her zaman hayatımda olacağını, belki de ne olursa olsun beni asla terk etmeyecek tek insan olduğunu düşündüğüm için bu böyle. Ama bugün o kaybetme duygusunu o kadar şiddetli bir şekilde hissettim ki...  Aylardı içimizi kemiren korku, o büyük soru bugün cevap bulacaktı ve ben onun yanında olamadığım için hem çok suçlu hem de elimden bir şey gelmediği için çaresiz küçük bir kız çocuğu gibi hissettim. Normalde her gün 4-5 kez konuşurken, iki gündür her arayışımda bana uyuduğunu, her şeyin yolunda olduğunu, telaşlanmamam gerektiğini söylediklerinde ben daha çok tedirgin olmaya ve  panik yapmaya başladım. İnsanoğlunun beyni çok ilginç, istediği anda saniyesinde bir çok kötü şey kurup, bunlar gerçekleşmişçesine öyle bir ruh haline girebiliyor ki, insan istemese de kendi kurduğu senaryolara kaptırıyor kendini. İşte o anlardan birindeydim bende, aklımda binlerce soru... Ya sonuçlar kötüyse, ya korktuğumuz hastalıksa bencilce ne yaparım diye düşündüm. Annem olmazsa ben ne yaparım, nasıl yaşarım? Mezun olduğumda, ilk iş günümde, evlendiğimde, çocuğum olduğunda... Annem olmazsa bu günleri yaşamanın benim içinde bir anlamı olmazdı ki. Kaybetme korkusuyla karşı karşıya kaldığında herkes mi bu kadar bencil oluyor bilmiyorum ama düşündüğüm şey babam ya da kardeşim değildi. Bendim ve annemsiz yaşayamayacağımdı.O 4 saat benim için sınırsız bir zamana bedeldi. Korku, acizlik,çaresizlik, korunmasız yalnız kalmak...Çalan telefonla korkularım, sorularım ve tüm endişem ortadan kalktı. O telefon benim resmen bugüne başlamamı sağladı. Korktuğumuz şey olmuyordu, basit ilaçla tedavisi olan bir hastalıktı sadece. O an yaşadığım duygunun tarifi yok, yaşamayan bilemez derler ya gerçekten bilemez, ve umarım kimse de bilmez.Hala daha telefonda konuşurken telaşlıyım, sesi kötüyse benden bir şey saklamasından korkuyorum ve paranoya üretmeye başlıyor yine üretken beynim. Korktuğumuz başımıza gelmedi. Mezuniyetimde, ilk iş günümde, evlendiğimde, anne olduğumda yanımda olacaksın ,bunu biliyorum. Seni çok çok seviyorum!
Devamını Oku »