31 Ekim 2015 Cumartesi

Kahve Deneyimleri # 2

 Cuma günü idari izini, pazartesi de seçim ertesi iznini koparınca atladım geldim İzmir'e. He bu arada da oyumu İzmir'de kullanıyorum ben, aman diyim yanlış bir düşünce olmasın. Oyumun da nereye gittiği belli olsun :)
Bu aralar baya koşuşturmacalı bir zaman dilimi. Bulduğumuz fırsatları değerlendirmeye çalışıyoruz.
Ülke olarak zaten çok keyisizlikle, çok umutlunun arasındayız. Yarın o sandıktan umudun çıkmasını diliyorum bütün hücrelerimde. Buna inanmak istiyorum. İnancım var mı, ne yazık ki pek yok. O kadar monarşi içindeyiz ki, her şey pek mümkün. Yine de inanmayı seçiyorum. Zaten bu sandıktan da koyun çıkarsa umut yerine, ban kendimi itelerim başka ülkelere en başından belirteyim. Ben bu sistemde ne çocuk eğitirim, ne de doğururum.
Onun dışında bu aralar en büyük keyfim yeni kahve dükkanları keşfetmek.
Bu ay 4 yeni mekan denedim kahve portföyünde.

M.O.C ( Ministery Of Coffee ) - Teşvikiye

                                

Teşvikiye Camii'nin sokağından aşağıya doğru indiğimizde sağda küçük görünen ama içi çok konforlu bir kahveci burası. Son 2 senedir İstanbul'da baya da adını duyurdu. 4 şubesi var diye biliyorum. Ben syphoon usulü demlemeyi denedim. Sıcacık ve tazecik. Ama çok ayrı da bir numarası yok. Dekorasyonu çok tarz ve keyifli. Fiyatlar 8-25 tl arasında değişiyor.

Coffee Brew Lab - Galatasaray


Yağmurlu bir günde kendimizi attık buraya. Bambu sunumları daha önce instagramda çok dikkatimi çekmişti, denemekte fayda var dedik. Benim tercihim latte oldu. Oranı çok iyiydi, tattığım en başarılı lattelerden biriydi. Ama espresso için aynısını söyleyemeyeceğim. Espressoyu Kenya çekirdeklerinden yaptığından asidik tadı çok fazla.  Denemeye değer bir yer yine de. Galatasaray Lisesi'nden aşağıya doğru indiğinizde 300 metre sonra solda.

Old Java  - Galata


Karaköy'den Galata'ya çıkarken biraz sakin bir sokakta tam köşeye konuşlanmış. Biz nokta atış gittiğimiz için kolay bulduk. İçerisi tam kış günü gömülmelik sohbet etmelik geldi bana. Kahvenizi içerken kocaman bir köpek dostumuz da yanımıza yattı. Mekan köpek dostu yani. Buradaki espresso deneyimimiz geçer not aldı. Lattesi ve cookiesini de beğendik.Kesinlikle denenmelilierden. 
Fiyatları da diğer coffe shoplara göre daha uygun.

Awake Coffee & Espresso - Alsancak


Bu sefer de İzmir'de İtalyan Sokak'ta İzmir'in ilk üçüncü dalga kahvecisi olan Awake'deyiz. Sandalyeleri fransız tarzda sokağa bakacak şekilde yerleştirmişler. Aeropress demleme yöntemi ile filtre kahve ve espressoyu denedik yine. İkisinde de tercihimiz Sumatra çekirdekleri oldu. 
Gidin diyorum. Bence ilk fırsatta gidin. Alsancağın o genel karmaşasından çok uzakta, tam bir kahve gurmesi modunda deneyimleyeceksiniz kahvenizi. 

Devamını Oku »

11 Ekim 2015 Pazar

#KaraGün



Can sıkıntısının ötesinde günler yaşıyoruz. Kişisel sıkıntılarımın en yüksek seviyede seyrettiği şu günlerde bir de ülkece yaşadığımız korkunç günler var. Dün çok güzel bir cumartesi sabahına uyandığımızı zannederken korkunç bir acıya uyanmışız meğer.Aklım, kalbim hınca hınç öfke dolu. Sokaktaki herkes sinirli, herkes asabi. İnsanların kötü bir söze dahi tahammülü kalmadı artık bırakın kayıplar...
Bugün yine lanet ederek okurken haberleri bir mesaj geldi telefonuma üyesi olduğum sendikadan. Yarın iş bırakma kararı vermişler. Düşündüm, iş bırakınca ne gerçekleşecek diye. Geri dönecek mi insanlar, düzelecek mi tüm bu olanlar? Onun yerine işe gidip çocuklarıma doğruyu anlatacağım ben, sevmeyi, kişisel hak ve özgürlükleri. Bir eğitmen olarak benim görevim özellikle de bu günlerde geri çekilmek değil, eğitim yaygınlaştırmak olmalı. 
Çok zor günler, hayat da çok zor. Savaşarak yaşıyoruz. Ben kendi adıma çok zorlanıyorum yalan değil. 
Bu da geçecek diyorum sonra, biz birşeyler yaparsak belki bir umut bu da geçecek...
Devamını Oku »

3 Ekim 2015 Cumartesi

Benciliğin dibini sıyıranlardan mısınız??

Değişimin tam ortasında değişememenin debelenmesindeyim bir kaç haftadır. Aslında uzun zamandır ama bir kaç haftadır en yüksek dozda hissediyorum bunu. Lanet olası merkür retrosu!
Değişik kararlar alıp hemen uygulamaya koymak istiyorum, herbirşey aynı anda olsun ama ben hiç sıkılmayayım istiyorum. Mümkün mü? Tabi ki değil. Bir şeyler oluyor, bir şeyler yaşanıyor, kafada bazı düşünceler oluşuyor ilk günlerinde kinetiği çok hızlı bir şekilde. Acayip motiveyim, "ı have a dream" kafasında geziyorum ortalıkta. Bir kaç gün geçiyor, biraz yavaşlamaya başlıyorum. Heyecanım zayıflıyor, direncim düşüyor. Bu hep böyle oluyor ve sonra hoop çöktük. Hadi bakalım hayırlı olsun.

Sonra bana birşeyler oluyor. Hiç yapmadığım şeyleri yapıyorum bu ara. Gergin,kaprisli, düşü modlu... Sanırım bu zamana kadar destek verdiklerimin yanında olduklarımın vicdan muhasebesini yapıyorum. Ben onlara yapmışken bana yapılana bakıyorum. Ve ben de onlar gibi olmaya karar veriyorum.

Tabi ki olamayacağım ama denemekten ne çıkar. Kendi kafa yoğunluğumun içinde bile başkalarına çare bulurken kendimi ötekileştirmek ne bileyim, çok vefasızca. Ben yaptım siz de yapın demiyorum ama...

Neyse çözümü en yakınımdakilerin desteğinde ararken her biri bana kendi sorunlarından bahsediyor. Ben de susmayı tercih ediyorum. Onların sorunlarında onlara yardımcı olup, kendime yine kendim yardım etmeye çabalıyorum. Kolay değil ama kendim de olmasam çok yalnızım bu aralar. En yakınıma bile koşulsuz bırakamayacağımı gördüm kendimi.

Ha bu dönemler geçer, sıkıntılar biter. Ama ben unutamam. İyisini de kötüsünü de.
Yanımda yine yalnız kendim varken, başkalarının, herkesin bencillik tenceresinin dibini kazıdığını yazdım aklıma.
Daha da silinmez.
Kendinize iyi bakın, zira kendinizden ötesi bir pamuk ipliğine, bir söze, bir şişe alkole, bir el hareketine, bir göz devirmesine, bir yazılı iletiye ya da bir dakikalık sohbete bağlı.
Bir bakmışsınız hoop gitmiş.
Siz en iyisi kendinize iyi bakın.
Devamını Oku »