5 Mayıs 2013 Pazar

Gezdik - Gördük ( Ödemiş )


Aylardır gitmek istediğimiz ama konuşmaktan öte geçemediğimiz Ödemiş gezimiz benim organizasyona el koymam ile birlikte tarihi kesinleştirilip planlanarak gerçekleştirildi sonunda :) Bütüün cumartesi günümüzü Ödemiş'e verdik, gezdik - gördük - geldik.
Sabah 09.23 treninin Basmane'den kalkmasıyla başladı yolculuğumuz. O ne kalabalık allahım, sanırsın tüm İzmir yolda. Benden size öneri cumartesi yapacaksanız bu yolculuğu tren saatinden yaklaşık 45 dakika önce garda olup yer kapın. Zira biletler numaralı değil, onlarca kişi ayakta yolculuk etmek zorunda kaldı.
En son trene ne zaman binmiştim hatırlamıyorum ama konfor acayip gelişmiş. Uçak koltuğundan daha rahat koltuklarda yolculuk yaptık, klimalı vagonlar falan...
Ücreti de Basmane- Ödemiş :
  • 7,5 tl tam 
  • 6tl indirimli ( 60 yaş üstü, 26 yaş altı ) 
  • 3,75 tl çocuk.
Yaklaşık 2 saat sürdü yolculuğumuz. Aynı gün Bayındır'da da çiçek festivali olduğu için yol baya kalabalıktı.
Kendimizi Ödemiş'e atar atmaz bir türk kahvesi olmadan gezmeye başlayamayacağımızı farkedip, hemen bir cafeye attık kendimizi. Saray Cafe imiş adı. Sanırım Ödemiş'in de en nezih ve tercih edilen yeriydi burası çünkü o saatte bile tıklım tıklımdı. Oturduğunuz tüm masalarda aşağıdaki sistem vardı. Çok mantıklı geldi bana.Öyle el kol hareketleriyle " heyy, hopp, şefim, buraya bakcan mı" tarzında cümleler sarfetmek kabalığından da kurtarıyor sizi. Servis butonunu anladım da iptal butonunu henüz çözebilmiş değilim. Bu arada bunu koymuşlar iyi hoş da hayatımda gördüğüm en yavaş garsonlara ve servise sahipler, bunu da söylemeden geçemeyeceğim.


Güzelce enerjimizi depoladıktan sonra hadi dedik gezelim, neymiş bu meşhuur Ödemiş pazarı. Birbirine bağlanan onlarca sokak, yüzlerce tezgah. Ne ararsan, otundan sebzesine, peynirinden tavuğuna, kıyafetinden ayakkabısına, oyuncağına... Çok büyük bir alana kurulmuş. Tazecik otların kokusu her yerde. Ben hemen tabi o taze ödemiş patateslerine ve ödemiş tulumuna kilitlendim ama bozulabileceğini göz önünde bulundurarak akşam dönüşte almaya karar verdik. Böyle böyle yaklaşık 1,5-2 saat dolandık pazarda. Hava mis, bir görseniz 80lik teyzeler dipçik gibi kendi pazarlıklarını yapıyor. Maşallah dedik :)
Önce yemek yiyip, el sanatları pazarını ondan sonra gezmeye karar verdik.


Yaptığım araştırma ve kurcalamalar sonucunda en iyi  ödemiş köftesinin Hurşit Köfte'de yeneceğini öğrendik. Nitekim de lezizdi, lezizz! Fakat şöyle bir durum var, gidecekler için köfteci sadece 15.00 'e kadar açık. Neden mi? Çünkü bu saatler içinde yanındaki en az 5 mekan sinek avlarken Hurşit'in önünde en az 20 kişi kuyruk bekliyor oluyor. Bir numaralı mekan yani. Fakat bu lezzeti tatmak istiyorsanız göze almanız gereken bazı zorluklar var. Mesela ciddi anlamda kuyruk beklemeye razı olmalısınız. Bu sırada kaynak yapmaya çalışanlar mı ararsınız, arkadaşım içeride diyenler mi. Sinirlerinize hakim olmalısınız. Bu kadar ünlü bir yer olmasına rağmen içerisi çok küçük, eğer  kalabalık bir grupla gidiyorsanız hepinizin aynı masada yemek yemesi zor olabilir. Ama tadacağınız lezzet tüm bunlara değer!


Sakın ola ki gözünüze küçük gelip fazla söylemeyin. Önce bir porsiyon isteyin :)
Fiyatı da çok uygun.
Resimde gördüğünüz bir porsiyon fiyatı 7 tl.
Ayran 0,5 tl
Kola 1 tl.
Başka da bir şey yok zaten :)
Yemeğimizi yedikten sonra kadınlar pazarını da gezmeye karar verdik, el işleri sergilenmekte burada. Ama doğru söylemek gerekirse ben bu dikiş nakış şeyleri pek sevmediğim için benim pek ilgimi çekmedi. Sadece bir tezgahta muhteşem bir masa örtüsü gördüm, eski bir kumaş üzerinde çok küçük nakışlarla işlenmiş, çok zarif bir örtüydü. Herşeyin 30-50 tl olduğu pazarda benim beğendiğim parçanın 750 tl olması beni yine şaşırtmadı. Gider arar ortamdaki en pahalı şeyi bulurum :) Kumaş gerçekten de antikaymış. Tabi ki arkama bakmadan uzaklaştım ordan.


Hiçbir şey almamış olmayayım diye bileklikleri dizdim ben de koluma. En baştaki iğne oyasıyla yapılmış. Hazır yaz geliyorken arm party olayına girmek lazım yeniden :)
İşte böyle böyle tüm günümüzü Ödemiş'te geçirdik, ardından pazardan alacaklarımızı alıp tren ile İzmir'e geri döndük.
Sonuç çok keyifli bir geziydi. Kafa denginiz olan insanlarla keyif alabileceğiniz bir gün olabilir. Hatta gelmişken dolmuşlarla 10 dakika uzaklıktaki Tire ya da Birgi de ziyaret edilebilir. Biz bir daha ki sefere öyle yapacağız. Küçük bir yer olmasından dolayı biz her yere yürüyerek gittik ki bu da hesaplı oldu.
Herşeye rağmen yemek yemekten zevk alan biri iseniz sırf o köfteyi yemek için bile gidilir :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder