14 Mart 2012 Çarşamba

En Bi Dost!

Gün geçtikçe, belki de biz büyüdükçe, yaşlandıkça (!) daha da anlamlı geliyor bu günler, en azından benim için bu böyle.Etrafındaki kişiler gidiyor, yerini yenileri alıyor. Gitmez dediklerin öyle bir gidiyor, yapmaz dediklerin öyle şeyler yapıyorlar ki oturup salak salak izlemek düşüyor sana.
Bir de gitmeyenler var ki, işte ne yapsan, ne desen az.
Hayatta hiç kimseye, hiçbirşeye önyargılı olmamak gerekirmiş, bir de herkesle körü körüne hayaller kurmamak.
Zaman zaman öyle biri girer ki hayatına, dan diye apar topar bir günde. Yıllardır yanındaymış gibi gözükenlere inat yanında olur her şeyiyle, her haliyle. Marifet geçmişte değil "an"dadır. Şu anda yanında olmaktadır. En sevindiğinde, en üzüldüğünde, en ihtiyaç duyduğunda.
Tüm komplekslerinden arınıp sana senin gibi bakabilmektir dostluk.
Empatidir.
Yalnız kalmak istiyorum dediğinde başucuna kahvesini bırakıp hemen yan odada beklemektir.
Arada kilometreler olsa dahi gecenin üçünde telefona sarılmaktır.
Yanında hiç düşünmeden sarhoş olmaktır.
O sarhoş olduğunda anlattıklarını sabırla dinlemek ve yatağa taşımaktır.
Evinin kapılarını sonuna kadar açmaktır.
Diyetteyken onunla aç kalmaktır.
Son shot tekilayı ona bırakmaktır.
Sırf kafasını dağıtsın diye -5 derece soğukta kapı kapı dolaşmaktır İstiklal sokaklarında.
Sabahtan akşama kartopu oynamaktır.
Son paranla hiç düşünmeden yanına gitmektir.
Konuşmadan sadece gözlerle anlaşabilmektir.
Konserlerde omuz omuza verip 8 saat ayakta beklemektir.
Yaraları beraber iyileştirmektir.
Sabahları saatlerce kahvaltı hazırlayıp 10 dakikada beraber silip süpürmektir.
Senin annenin onun annesi olmasıdır.
Beraber oturup saatlerce saçma sapan diziler izlemektir.
Sana ihtiyacı olduğunda yanında olamadığın için vicdan azabıyla tüm gece ağlamaktır.
Cumartesi gecelerini - sevgiliye rağmen- ipotek etmektir.
Başkalarından en sağlam kazıkları yedikten sonra daha sıkı sarılmaktır.
2 fincan kahve eşliğinde saatlerce konuşmaktır.
Hiç sevmediğin birine sırf o seviyor diye tahammül etmektir.
Hiç kaybetme korkusu olmadan birini hayatına sokmak ve dibine kadar sevmektir.
Ulaşamadığında tüm tanıdıkları arayarak olağanüstü hal ilan etmektir.
Hırsız korkusuyla sabaha kadar uyumadan kanepenin üzerinde tünemektir.
Kuşandığın tüm zırhlanırından arınıp omzunda ağlayabilmektir.
Kolay değildir dost biriktirmek....
Ne şanslıyım ki benimki en alası, en güzeli, en bitanesi, en dostu, en kardeşi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder