20 Şubat 2010 Cumartesi

"o" an


Başında sinir bozucu bir ağrı var sabahtan beri, kalbi yerinden çıkçakmış gibi hızlı hızlı. Midesi bir garip, sabahtan beri hiç birşey yemedi ki bu onun için normalde çok da mümkün değil. Yaşam amacının yemek olduğunu düşünürsek... Ne giyse saçını nasıl yapsa kırmızı ruj mu yoksa pembe parlatıcı mı. Yok en iyisi gidip saçlarını kestirmek hem de fön çektirip saç derdinden kurtulur.. Giyilecekler de seçildikten ve sebepsizce ayna karşısında geçen bir saatten sonra hazır artık çıkabilir de kalbi hala fazla mesai yapıyor. Sağ salim çıkmayı başarabildi evden. Birini beklemekten nefret eder o sebepten bekletmeyi de sevmez, gideceği yere hep 5 dakika erken gider bu yüzden. Yine erkenci bugün. Hala çarpıntısı var ama biraz daha mutlu şimdi. Beklemeye başla bakalım 5 dakika, beklenenin gelmesiyle bütün sinirler alt üst tabi ama bir gülücük her şeyi unutturabiliyor(muş). Nereye gitmeli? Karşılıklı oturup içkiler söylendikten sonra başlar sohbet , gülüşmeler, muhabbet zaman zaman kahkahalar yükselmektedir masadan. Erkek kıza alışık olduğu üzere komplimanlar yapar. Kız mutludur ya da öyle zannetmektedir. Belki de onunla vakit geçirmektir onu mutlu eden, o anı yaşamaktır bir dakika sonrasını düşünmeden. İlk başlarda her şey güzeldir. Erkek kızın gözlerinin içine bakar sebepsizce dakikalarca, kız niye öyle baktığını sorunca öylesine der bakmak istedim. Her şey o anda çok güzeldir ama zaman da ilerlemektedir, hiç bitmesin ister hiç kalkmasınlar masadan, hiç giymesinler paltolarını. Çünkü bilir kız bu sefer farklıdır, bu sefer bir şeyler bitmiştir ve bu sondur ikisi için de. 4 saat göz açıp kapayana kadar geçmiş "o" an gelmiştir. Hesabı ister erkek, öder ve kalkarlar. O an anlamıştır kız bir kaç dakika sonra gerçekten biteceğini. Oysaki hep o masada kalsalar, hep gülümseseler otursalar el ele, hep baksa erkek kızın gözlerin içine. Daha yavaş atılmaya başlamıştır adımlar, on dakikalık yolu yirmi beş dakikada yürümüşlerdir ama kaçınılmaz son gelmiştir. Ve ayrılık anı... Tekrar görüşmek için birbirlerine söz verirler, erkek kızı öper ve arkasını dönüp gider-her zaman yaptığı gibi- Kız tek başına eve dönerken sonun ilk defa bu kadar net farkındadır. O her zaman umursamaz bir aşık olmuştur, canının acıyacağını bile bile sevmiştir, yengeç kadınıdır ne de olsa. En yakın arkadaşlarının onu milyonlarca kez uyarmasına rağmen atamamıştır erkeği yüreğinden, onu her görüşünde daha çok yanar canı, sızlar içinde bir şeyler. Ama bu seferki sızı daha bir başkadır, bu sefer sorun canının öncekiler gibi yanmamasıdır. Artık eskisi gibi olmayacaktır hiçbirşey, artık eskisi gibi aşık değildir çünkü, akılanmıştır zorla da olsa. Evinin kapısını açar koltuğuna oturur ve göz yaşları süzülmeye başlar, giderek daha da hızlı akmaktadır gözünden yaşlar. Bu erkek için son defa ağlayışıdır. Gözlerini siler üzerini değişir ve yeni güne uyanmak için yatar aklında hala o an elinde erkeğin elinin sıcaklığı...

1 yorum:

  1. kıza güne uyanamamıştır, çalar saatin oyununa gelmiştir. uyandığında halihazırda buluşmasında yarım saat gecikmiştir.arar erkek kişiyi özür diler. ve hazırlanmaya başlar geç buluşmaya.. evinden çıkar tepkisizce. soğuk ve sakin. her gün gibi. tepkisiz bir suratla bakar insanlara. insanlar da korkmuş suratlarla ona.nihayetinde varır kişinin evine. birkaç muhabbet, içilen kahveler. sadede gelinir. işine bakar hatun kişi umursamazca. ama zorlanarak. sonuçta karşısındaki onun en büyük zaaflarından biridir. çeker fotograflarını usulca. sessizliği dindirmek adına erkek kişi tarafından yapılan espriler biraz gerginliği kırar. fotolar bittikten sonra sadece gözlerine bakar hatun.gözlerine. ve utanır en safından. alışılmışın çok dışındadır halbuki bu çekim ama erkek anlar gözlerindeki utangaçlığı..zaman gelir. ayrılırlar. erkek başka uğraşelerine döner..hatun gezer, dolaşır, müzik dinler, içer bol bol.. yine de o masum kareleri atamaz içinden. bilir o anlar sürükleyecektir onu sonsuz paradokslara.hep kaçtığı. içer . hiç bir alkol boğamaz bu görüntüyü..içini..hiç bir alkol.. ve şimdi bembeyaz duvarına bakıp bunları yazarken anlar bunu.ağlar gülümseyerek.e bu değil miydi istediğin hep. haydi bakalım ..deal with it...o gözler aklındayken, kıvırcık saçları avcunun içindeyken ...

    YanıtlaSil