17 Ocak 2016 Pazar

Ne jazz bir pazar

Tek tatil günümde de gözümü saat sekizde açtım, niyeyse!
Önce buz gibi havaya rağmen evimin tüm camlarını açtım.(Zaten hastayım iyice zatüree olayım)
Sonra başladım temizliğe. Saat 08.30 bu arada.
Sildim süpürdüm, temizledim, çamaşır yıkadım, çay demledim.
Sonra durdum. Yaşımdan bir arttıkça iyice anneme benzemeye başladığımı fark ettim.
Tebessüm ettim. Anneme zamanında kızdığım, bana manasız gelen tüm o davranışların nasıl bir "doğallığa" tabi olduğunu anladım.
Sonra çok büyüdüm deyip, 1 bardak sütle 1 adet halley güplettim, çocukkenki Esra oldum.
Çocukluğumu da ne kadar özlediğimi fark ettim.
Pazar kahvaltısı burnumu sızlattı. Az sonra tek başıma yapacağımdan değil de şu an maaile yapılanından istedi canım. Küçük bir kaç damla gözyaşı bile akıtmış olabilirim.
Ardından 28 yaşındaki Esra halime geri döndüm. Açtım Joe Cocker. Jazz severim.
Yazıyorum. En iyi yapabildiğimi sandıklarımı yapıyorum. 
Garip bir hüzünle huzur arası bir yerdeyim.
Yine de şükür bu sabaha.
İyi haftasonları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder