İki gün oldu. İki gündür hiç bitmeyen bir baş ağrısı var, yanında iç acısı.
Yaşadığımız kayıp tarif edilemez büyüklükte. Tam iki gündür izliyorum, okuyorum. Bu sefer inatla her bir resme bakıp anlamaya çalışıyorum.
Nefes almakta zorlanıyorum, benim soluduğum her bir oksijen zerreciği ciğerimi acıtırken Soma'da hala daha maden başında yakınlarını bekleyenleri düşünemiyorum.
Çok büyük bu acı, her an sanki ordan babam, kardeşim, abim, sevdiğim, çıkacakmış gibi hissetmek...
İki gündür hiç durmayan göz yaşları döküyoruz, döküyorum.
Buna hakkım var mı onu da bilmiyorum. Oturduğumuz yerden yazdığımız iki kelime ile kendimizi anlatarak sadece kendimizi rahatlatmaya çalışıyoruz aslında.
Dünden beri her kareden ayrı acılar çıkarıyoruz.
Elinde not kağıdıyla çıkarılan ve son isteğinin oğlundan helallik almak olan babaya mı, henüz 8 ay önce evlenmiş 27 yaşındaki Burak'a mı, kolundaki saatle evine kavuşmak için dakikaları sayan ama hiç kavuşamayan abiye mi, yoksa kurtulduğuna sevinemeyip baba olmaya hazırlanan arkadaşını kurtarmaya çalışan kahramana mı...
Her biri ayrı bir insanlık dersi, yaşama tutunma isteği. Ben kendi adıma hiç bu kadar lanet edip, bu kadar ötekileştirmemiştim kendimi bu ülkeden.
İnsanların yaşadığı tarifsiz acıdan siyaset yapan sözde insan ama gerçekte birer vicdansız, şerefsiz olan iki ayaklılar; gösteriş için iki kelime yazıp akşam eğlenmeye giden klavye delikanlıları, okullarda hiçbirşey olmamış gibi güle oynaya vakit geçiren sözde eğiticiler, hala olayı 'benim başbakanım'dan öte düşünemeyen asalaklar, yapabildiği tek şey ağlayıp, küfredip, yazmak, dua etmek olan ben...
Çok karmaşık çok acımasız çok tarifsiz günler yaşıyoruz. Bu acının boyutu daha ne denli büyür, kaç eve daha ateş düşer? Soma unutulup, bunca insanın katili İstanbul'a yeni bir gökdelen dikerken başka nereden canımız yanar?
Çocuk ister 15 ister 19 yaşında olsun yeri 2000 metre toprak altı olmamalıydı. Bunca kadın eşsiz, evlatsız, bunca çocuk babasız kalmamalıydı.
Benim kalbimde bir yumru. Yaşadığım güzel anı, gördüğüm güneşi haketmiyorum Soma'da onca insan acılar içinde yanarken.
Bir sonraki ne bizim ne başkasının başına gelmeden son bulsun bu ızdırap. Sorumluları her bir hücrelerinde çeksinler aynı acıyı. Aldıkları her nefes yaksın vicdanlarını.
Bitsin bu kömür karası günler...