21 Aralık 2010 Salı

!

İnsanlar garip ve hayat çekilmez derecede saçma . Ne yaparsan yap düzene girmiyor, bir yerinden tutsan öbür yandan kaçıyor ipin ucu. Tüm bu sıkıntıların yanında da iki yüzlü insanlar birikince hayatına kalp çarpıntıları vazgeçilmez oluyor . Kimilerinin kendine güveni o kadar az ki koskoca yaşlarına, yaşanmışlıklarına bakmadan en küçük çocuktan da küçülüp türlü oyunlar çeviriyor arkandan, en zoru da onlara saygı duymak zorunda bırakılmak.
 Bırakıp gidesin gelir, gidemezsin. Kaçmak istersin, her bir tarafından yapışırlar yakana bırakmazlar. Sözde muhteşem bir hayatın vardır, herkesin hayallerini süslediği ama içi seni dışı beni derler ya, içi de dışıda beni yakar. Tüm bu sıkıntılarından kurtulmak için ufak da olsa bir ışık ararsın çıkışı gösteren, ama zifiri karanlıktır her bir köşe. Her sabah yepyeni umutlarla uyanırken güne, aynı gece lanet ederek kalp ağrılarıyla ve sinir bozukluklarıyla yumarsın gözlerini bir ertesi güne yeni umutlarla uyanmaya.  Daha başındayken hayatın bu kadar, nasıl gider nereye gider bu karanlık ruhlar...
Herşeye rağmen, hiç bıkmadan yatarsın her gece aynı umutlarla yeni güne uyanmaya!
Devamını Oku »