Yeni iki erdemim var bu hayatta. Sabır ve şükür. Sinirleniyor muyum? Çokça hatta pek çokça sinirleniyorum. İlk 30 saniye kafamda tilkiler çıldırıyor. Sonra neden Esra diyorum. Neden kendine dert edesin ki. Sonra soruyorum kendime, halledebileceğim bir şey mi diye? Evetse sorun yok, bitti gitti. Hayırsa, birinden yardım alarak halledebilir miyim diye sorguluyorum o zaman, bunu yaptığım anda farkında olmadan çözümü de geliyor yanında zaten. Kendime sıkıntı yapıp ruhumu darlamaktansa düşünüp çözüm bulmaya çalışıyorum, sadece kendim sırtlanmıyorum, yükü gerekli kişilere bölüştürüyorum. Sonrası akıl ve ruh sağlığı :)
Bu sabah bunu bir kez daha anladım. Kimse için kendimi çok üzmeyeceğim, çözümü olan sorunlar için kendimi boğmayacağım, tek başıma başaramadığımda da yardım isteyeceğim. Süper kahraman değil, insanım. Yetemediğim zaman yettiğimle mutlu olacağım.
Her haftasonu sokağımzan sokak müzisyenleri geçiyor. Kapatıyorum evdeki her şeyi 5 dakika boyunca akordeona bırakıyorum kendimi. Ay nasıl huzurlu geliyor o bana. Alttan alttan usul usul çınlıyor evimin içinde. Sonra şükrediyorum. Bir evim olduğu için, bir işim olduğu için, ailem her zaman benimle olduğu için, herşeyi konuşabildiğim; konuşamadığım zaman bile anlaşabildiğim dostlarım olduğu için, beni çok seven ve ihtiyacım olan tüm gücü bana vermeye çalışan bir hayat arkadaşım olduğu için... Şanslıyım. Biliyorum. Bunu seviyorum. Ama bunun benimle ilgili olduğunu da biliyorum. Bu tanrının benim tüm iyi olma çabama karşı verdiği bir ödül. Sevgiyle kabul ediyorum ve çoğaltıyorum.Bunun benimle çoğalacağını biliyorum.
Ben etrafımı çirkin enerjilerden arındırıp, iyileşmeyi reddeden insanlardan uzaklaşıyorum. Aynı şekilde siyaha çalan sorunlardan da. Yaşasın gülümseyen suratlar.Dezenfekte ruhlar aşkına!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder