24 Şubat 2013 Pazar

InstaWeek # 1

Merhabalar size :)
Bu hafta yeni bir foto diziye başlıyoruz. İnstagram ile geçtiğimiz haftanın özeti diyelim buna. Fotoğrafçılık hep özendiğim bir şeydi. Çok başarılı olmasam da fotoğraf çekmekten, anımı ölümsüzleştirmekten ve dönüp dönüp onları gözden geçirmekten çok hoşlanıyorum. Fikri Yolun Neresindeyim adli bloguyla ünlenen Sergül'den aldığımı da es geçmeyip kendisine teşekkürü borç bilirim. Gelin instagram sponsorluğunda geçirdiğimiz haftaya mini bir bakış atalım :)



 Hafta sonu annemin doğum günüydü, kendisi tam bir franbuaz hastası olduğu için İzmir'de Şubat ortası dere tepe franbuaz aradım, tarafım. Superfresh sağolsun sonunda dondurulmuşundan buldum da resimdeki güzelim franbuazlı çikolatalı pastayı yaptım annişime :)



 Ana- kız bir türlü büyüyemediğimizin resmidir :)


Salı günü okulda 4 saatlik koca bir öğretmenler kurul toplantımız vardı. Bu eser toplantının özeti :)



 Toplantının beyin akıtmasını anca yağmurlu havada mis kokulu bir vapur keyfi yerine getirebilirdi. Ben de kurs için Konak'a vapurla geçmeyi tercih ettim, martı arkadaşlar eşliğinde. Zaten bir İzmirli için vapur sefası asla vazgeçilemeyecek bir zevktir. Sırf vapura binmek için aynı güzergahı gidip geri geldiğimiz doğrudur.


Salı gecesi Karşıyaka'da uyuyup çarşamba sabahı Venedik'te uyandık!


Perşembe günü Gençturkcell sağolsun sinema keyfi yaptık. Sinema öncesi de tabi ki Starbucks. Ben kahvede Starbucksçı olanlardanım. Bu kahve mevzusunu bir ara yazacağım zaten. Film olarak Romantik Komedi 2'yi tercih ettik. Eğlenceli, keyif verici bir film olmuş. Çok şey beklemeyin, ama asla gittiğiniz için de pişman olmazsınız. Ben filmdeki her bir elbiseye,pantalona, eteğe, gömleğe, çantaya, ayakkabıya, küpeye, kolyeye, yüzüpe TAPTIM!! Sadece kıyafet ve aksesuarları incelemek için ikinci kez izleyebilirim filmi. Aksesuar sponsoru Lidyana imiş zaten. Yani beğendiğiniz tüm aksesuarları sipariş edebilme şansına sahipsiniz :)



Ve biz İzmirliler bugün yaza merhaba dedirtebilecek bir pazara uyandık ve soluğu pek tabi dışarda aldık, hem de montsuz olarak! Kahvenin yanına en yakışan şeylerden biri Damla sakızlı lokum.


Ayrıca Has Kahve Bostanlı'nın franbuazlı pastasını da şiddetle öneriyorum :))


Dedim ya diyete başlıyorum. Kendime yeni bir beslenme çantası aldım, motivasyon niyetine. Her sabah kahvaltımı koyup okula götüreceğim böylece kahvaltı sorunumuz da ortadan kalkacak!

Son olarak bu güneş bizi çok sevindirdi. Umarım kendini özletmeden geri gelir :)

İşte böyle bir haftaydı benimkisi. Saate bakıp yatmam gerektiğini kendime milyonlarca kez tekrarlıyorum. Sabah kalkış 05.45 :(
Hepinize iyi geceler ve iyi haftalar...!
Devamını Oku »

Aşk mı? Sevgi mi?

Farkında olmadan o kadar çok söz söylüyoruz ki. Seni seviyorum, çok aşığım! Gerçekten seviyor muyuz? Ya da o kadar aşık mıyız? Doğru soru şu aslında aşık mıyız yoksa seviyor muyuz? Nasıl yani şimdi biz sevgilimize, eşimize aşık değil miyiz? Aşık isek sevmiyor muyuz? Sevgi ile aşk aynı şey mi? Değilse nasıl ayırabiliriz ki?
Bana göre aşk ile sevgi farklı şeyler. Evet birbiriyle bağımsız değil ama farklı. Peki nedir bu fark? Kendimce şöyle açıklamaya çalışayım..
Aşk hayattaki en güzel, en heyecan veren şeylerden biri! Aşk yetenek işi aynı zamanda. Bana göre herkes aşık olamaz. Aşık olabilmek için cesaret gerekir. Korkaklar sevebilir ama aşık olamazlar!
Aşk kalp çarpıntısıdır, aşırı miktarda seratonin salgılanmasıdır..Aşk bir uyuşturucu bağımlılığına benzer. Yapılan araştırmalarda aşık olan insanlarda dopamin miktarının uyuşturucu kullanan insanlarla benzer oranlarda salgılandığı verilerine ulaşılmıştır. Bilimsel boyutunu geçersek... Herkese aşık olabiliriz. Hiç tanımazdığımız, belki bir kere gördüğümüz, dokunmadığımız, öpmediğimiz birine bile aşık olabiliriz. Aşkın bir sınırı yok ve bu kadar heyecanlı olmasının nedeni de bu bence. Aşk dipsiz bir kuyu..
Ayrıca aşk fiziksel bir şey. Fizikselden kastım sadece cinsellik değil. Aşık olduğun zaman vücudun hemen tepki vermeye başlar. Kalp çarpıntıları hızlanır, eller dizler uyuşur, yüz kızarır. 5 duyu organınla o aşkı yaşamak,tanımak  istersin. Dokunmak, görmek, sesini duymak... Herkes hayatında bir kere de olsa platonik bir aşk yaşamıştır. Okuldayken en genç öğretmenimize aşık olmuşuzdur. Bir düşünün o zamanlar yaşadığınız  heyecanın tarifi var mı? Yok! Aşkın tarifi yok. Aşk fiziksel bir boyut, yaşandığı an hayattaki en güzel şey.
Sevgi ise... Sevmek sevilmek aşktan daha zor ve karışık. Öncelikle herkes sevebilir ama herkesi sevemez. Sevgi için karşılıklı paylaşım olması gerekir. Siz Murat Boz'a aşık olabilirsiniz ama onu sevemezsiniz. Aşk fiziksel demiştim ya sevgi de ruhsal bir boyut. Sizin bir insanı sevmeniz için öncelikle onu tanımanız gerek. Onunla bir şey paylaşmalısınız..Karşılıklı etkileşimleriniz olmalı. Ona saygı duymalı ve değer vermelisiniz. Aynı şekilde tüm bunları onun da size karşı hissetmesi lazım. Sevgi budur bence. Karşılıksız aşk vardır ama karşılıksız sevgi yoktur. Bu yüzdendir biz aşkla sevgiyi ayıramaz bir zannederiz. Her kalbimizi çarptıranı seviyoruz zannetmemiz de bundandır.
Bana göre insan hayatta bir çok kez aşık olabilir fakat sayılı kez sevebilir. Sevgi için tüm akıl ve benliğin bir arada olması gerekir. Sevgi çok yoğun bir farkında oluştur. Seviştiğiniz birine aşık olabilirsiniz, ama sırf seviştiğiniz için birini sevmezsiniz.
Sonuçta aşk ve sevgi bence birbirinden farklı şeylerdir. Aşk hayattaki en heyecanlı şeydir. Sevgi ise en güven verici! Eğer bu ikisini bir arada yaşama şansına sahip olmuşsanız, Dünyanın en şanslı insanlarındansınız. Ona sahip çıkın :)
Devamını Oku »

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bekliyorum..

Bu aralar beni hayata  bağlayan en büyük tutku İstanbul. Geri sayım başladı bile. Eylül'de Mecidiyeköy'de yeni evimde olacak; geri döneceğim yine Esra olmaya. Ama bu sefer daha güzel, kendinden saha emin, ne istediğini bilen ve kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir Esra..
Düşündükçe içim pırpır.
Hemencecik geçsin sınav..
Zaman..
Alayım 97mi gideyim İstanbul'a...
Ardından hayat devam etsin.
İstanbul'a gidince ilk yapmak istediğim şey İstiklal Caddesini baştan sona yürümek. Her adımda bir nefes içime çekerek İstanbulumu.Her bir döşeme parkesine basarak Galatasaray'dan geçip Galata'ya kadar..
Ve o devasa Galata'nın altında küçücük kalarak..
Az kaldı.
Bu sefer kaldığımız yerden daha da güzel buluşacağız seninle İstanbul...
Devamını Oku »

13 Şubat 2013 Çarşamba

Düşünüyorum Öyleyse...

O kadar kişisel gelişim kitabı okudum, olumlamalar yaptım, seminerlere gittim. Videolar filmler seyrettim... Neydi? Hah.. Mutluluk içimizde (!)
Ne yapayım ameliyat ile alıp çıkartayım içimden..
Hiçbiri de bana püf noktasından bahsetmedi. Olay kendimiziz evet zaten bunun herkes farkında. 
Olay güzel düşünmekmiş. Güzel düşünmeyi öğrenmekmiş. 
Kalbini temiz tut derler ya hani, can alıcı nokta buymuş meğersem. Bunu başarabildikten sonra hayat inanılmayacak kadar kolay.
Tüm korku, endişe, kötü duygularınızı yok edip daha iyi yaşıyorsunuz, en azından çabalıyorsunuz.
Ne yani şimdi dediğinizi biliyorum.
Hiçbirimizin hayatı sorunsuz değil. Hele benimki hiç değil!
Ama şimdi ben karşıma çıkan sorundan korkmuyorum. Onu hayatımdan defetmek/çözmek için yapacağımı biliyor, yapıyor sonra da unutuyorum. Zaten eninde sonunda bazen hemen, bazen uzun bir süre sonra; ama mutlaka defolup gidiyor.
Ben yeni yıldan sadece bunu istedim. Güzel düşünebilmeyi. Eğer düşünmeyi öğrenirsem geriye kalan her şeyi ben hallederim nasılsa dedim!
Ve şükürler olsun ki 25 yaşımda öğrendim, başarabildim güzel düşünmeyi.
Şimdi bundan sonrası için hayat tertemiz beyaz bir tuval. Ben paletime istediğim renkleri yerleştirip resmimi çizmeye başladım bile!
Ve ben artık etrafımdaki herkese, herşeye rağmen; onlarla birlikte mutluyum!
Bunu gerçekten hissederek söyleyebilmek bile bir ayrıcalık. Günlük laf olsun diye söyleneninden değil, yürekten söyleneninden bu sefer!!!

** Dedim ya bir sürü kişisel gelişim kitabı okudum diye. Şimdi elimde bir yenisi var.
Goa Yayınevi'nden çıkan M.Barış MUSLU'nun Yıka Beynini..
Ben yeni başlayacağım, diğerlerinden biraz farklı gibi görünüyor. Hemen uygulayabileceğiniz teknikler var. Teoriden ziyade pratikte kullanabileceğiniz bir kitap. Dilerseniz www.neuroformat.com sitesinden de inceleyebilir, bilgi alabilirsizin.

Devamını Oku »

3 Şubat 2013 Pazar

Mutlu Haftasonu

Şubat güzel gelsin demiştim ya, sağ olsun kırmadı beni. Cumayla birlikte çok keyifli bir hafta sonuna başladım kendi adıma. Bir kere bu hafta sonu hava Şubat değil de Nisan, Mayıs gibiydi. Başlı başına havanın güzelliği bile iç kıpırdatmaya yetti.
Söylemiştim İstanbul'dan arkadaşım geliyor diye. Cuma sabahı zaten mesajıyla uyandım ve aylardır süren hasretimiz birikmiş sohbetimizle attık kendimizi Karşıyaka'ya. Hava zaten mis, kahveler yemekler sohbet derken kendimizi Konak vapurunda bulduk.


Biz neredeyse 12 yaşımızdan beri tanışıyoruz. 18 görünümlü 25likler olarak 13sene öncesinde nasılsak hala aynıyız (:

Dedim ya hava zaten mis. Güneş pırıl pırıl. Bir de sevimli yol arkadaşlarımız martılar vardı. Tam İzmir'dik yani


Ardından bir parti daha kahve sohbet derken benim kpss kursuma kadar durmadan konuştuk. Doya doya sohbet etmeyi özlemişim, fark ettim. Ve Sinem'i görünce İstanbul'u da ne kadar özlediğimi fark ettim. Ayrıca aldığım son bilgiler doğrultusunda Küçük Beyoğlu'nun kapanmış olduğunu öğrendim. Bir daha Fabrika'da margarita içemeyecek miyim :((
Neyse..
Kurs çıkışında da her gün önünden geçtiğim fakat 25 senedir saat kulesinin önünde hiç fotoğrafım olmadığını hatırlayıp bu eksiğimi de giderdim :)


Sanırım cuma günü güldüğüm kadar nadirdir kahkaha attığım. Keyifliydi, dolu doluydu, özlem gidericiydi..
Hafta sonu da tam aile hafta sonu oldu. Dört kişilik full aile olduğumuz günleri de özlemişim. Ben İstanbuldan döndükten sonra Emre'nin Muğlaya taşınmasıyla bir türlü dörtlüyü doya doya tamamlayamamıştık. Bugün tam anlamıyla keyfini çıkardım ailemin. Ve çook büyük şükürler ettim onlara sahip olduğum için.
Dedim ya şükürler olsun ki bu yılın her günü her anı bana mutluluk getirdi, bir sonraki öncekinden fazla..
İyi ki hayatımdaki insanlar var, iyi ki ben varım!! ( Egomanyanın bu kadarı :))
Şimdi de aile evinde olmanın verdiği güvenin kollarına atmaya gidiyorum kendimi. Hepinize sendromsuz pazartesiler, iyi haftalar ve iyi ki diyeceğiniz anlar.:)

* Bu hafta sonu da sözlenen,nişanlanan, evlenenleri de çıkarınca buralarda 3-5 kişi bekar kaldık. Birbirimize iyi bakalım. Aceleniz nedir diye sormadan edemiyor hepinize çok çok mutluluklar diliyorum!

*Şimdiden çeyrekleri biriktirmek lazım. 
Devamını Oku »