31 Ağustos 2014 Pazar

E Bitti!



Ülkemizin en büyük sorunsalıdır öğretmenlerin tatili. Neymiş neymiş 3 ay tatil yapıyormuşuz. 3 ay değil canım o 2 ay yapıyoruz biz tatil :) Tamam az değil ama biz belirlemiyoruz değil mu bu süreyi. Sen de öğretmen olsaydın arkadaşım. Oldun da almadılar mı? Aldılar da tatilini mi vermediler? Peh.
70 milyonun derdi olan 2 aylık tatilimizin sonuna geldik a dostlar. Halbuki daha dün karne verip göndermiştik bebeleri evlerine koşa koşa. 
Bütün kış yaptığımız yaz planlarının sadece yüzde otuzu falan da gerçekleşmiş olsa iyi dinlendik, güzel dinlendik. Fakat ne dinlendik.
Yaklaşık 11 saat sonra bana yine mesai yolları. Darısı atama bekleyen öğretmen arkadaşlarımın başına.
Yarından itibaren bir sonraki yaz için, büyük bir çoğunluğu yine gerçekleşmeyecek olan, planlar yapılmaya başlanır.
Ay dur alarmımı kurayım. En can sıkıcı kısmı da yine alarm sesiyle uyanmak. 
Neyse yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı uğurlu olsun. 
Koca yaz bol dedikodu birikmiştir, ben bi koşu gidip onları alayım.
Devamını Oku »

24 Ağustos 2014 Pazar


Nasıl boşlamaktır, nasıl boşvermişliktir alıp gitmiş beni belli değil. Klasik Türk insanı aklımla dertli anımda bir şeye sarıp herşey yola girdiğinde onu yollayıp giden bir insan oluvermişim ben de. Zararın neresinden dönersen kar dediler zihnimdekiler :)
Ben ki İstanbul İstanbul diye onlarca yazı yazmış sayfalar doldurmuş insandım, İstanbul'a gelince susuverdim birden.
Yok canım yeter artık :)
Şimdi oturup yine birçok şeyden huysuzlanabilirim bunu hep yapabilirim Allah'a şükür hep bir huysuzlanabilme yeteneğine sahibim ama yapmayacağım.
Şimdi derseniz bana vızıldamayı kes Esot'cum da anlat bakalım nasıl geçti İstanbul'da koca bir sene.
Şaka maka 11 Eylül'de İstanbul Part-2'nin bir senesi dolacak bile.
Bana sorarsanız ben hayatımdaki birçok dersi 25 yaşımda aldım, birçok insan tanıdım bazıları canım oldu, bazılarını çok daha öteye koydum.
İnsanlar tanıdım, konuştum, dinledim anlattım.
Sıfatlar yüklediler bana. İyi, tatlı, zeki, sıcak, soğuk, alıngan, fettan, güzel.
Ben de onlara kendimce. Gezmelerle, oturmalarla, konserlerle, içmelerle, gülmelerle, ağlamalarla, konuşmalarla, konuşamamalarla, kavgalarla, kırgınlıklarla, sevinçlerle, süprizlerle iyi ve kötü, kazançlarla kayıplarla geçti koca bir sene.
Şimdi dönüp baktığımda bu sene için bana göstere göstere gelen dersler var.
* Ne kadar çok vakit geçirmiş olsan da insanları tanıdığından asla emin olma.
*Birileri seni üzmeyi bir kere göze almışsa, ikincisi ve daha birçoklarından kaçınmayacaktır.
*Sadece hak edenler hayatında olsun.
*Sevdiklerini daha da çok sev :) Onlara sahip çık. Onlar da sana tabi ki.
* Ha bir de en yakın arkadaşlarının sözünü daha fazla dinle.Onlar senin görmediklerini cam gibi görüyorlar unutma.
25 yaşımda bir çok şey öğrendim dedim ya, son dakikasına kadar hem de. En son canımı sıkan şey 25 yaşımın son dakikalarındaydı. Yeni yaşıma tüm sıkıntılarımı orada bırakarak girdim.
Yaşadığımız her şey kendi seçimimizdir. Mutluluklarımız da mutsuzluklarımız da.
İzin verdiğimiz ölçüde insanlar bize zarar verebilir ya da tam tersi yanımızda olabilir. Ben aslında sevdiğimi sandığım ama bana zarar veren birçok şeyi bıraktım orada.
Her yaşın yanında getirdiği bir olgunluk, akılcılık varmış. Ben bu sefer göz ardı etmemeye karar verdim.
Hayatım yanımdakilerle çok güzel. Yanımda olmayı seçmeyenler için başka hayatlarda mutluluklar dilerim, herkesi bir yerlerde bekleyen güzellikler var, aradığınız şartlara bağlı.
Benim artık beni zora, olumsuzluğa sürükleyecek hiçbir şeye ufacık bir yerim yok Hayat güzel ve her bir saniyesi benim onu keşfetmemi bekliyor.
(Yok yok kesinlikle içmedim)
Hadi öptüm o zaman ben sizi :) :)
Devamını Oku »